13 Aralık 2010

Absoute Space
Beni kimsenin anlayamayacağı, kimsenin tanıyamayacağı düşüncesi hiçbir zaman peşimi bırakmıyor. Hayır. Tereddüt değil; düşünce. Çünkü aslında umrumda değil. Bu düşüncenin nedeni evdeki Bengisu ile dışarıdaki Bengisu'nun farklı olması. Yaşama alanıma biri dahil olunca ister istemez değişiyorum. Çok sırıtıyorum mesela; gülmeyeceğim şeylere gülüyorum. İçSes artık komik bulmuyorsan gülme diyor. Gülmüyorum. Aslında önemli olan şeylere a yo önemli değil diyorum, inandırıcı olsun diye tebessüm yerleştiriyorum yüzüme. İçSes bana sinir oluyor, ÖNEMLİ ULEN diye haykırıyor içimde. Ona kulak veriyorum kimi zaman, kimi zaman bana yenik düşüyor. Daha doğrusu İçSes'i birisinin duymasını bekliyorum. En umutlu ve en uzun bekleyişim bu. Şimdiye kadar birinin duyduğunu sanmıyorum. Ya da tek bir kişi dışında mı demeliyim?



+ I made a new friend today.
-Real or imaginary?