Tavanı camdan pencereden oluşan odamda uyuyabilmek imkansızmış. Hep bunun hayalini kurardım, geceyi görerek uyuyabilmeyi, ama bu sefer muhteşemliğinden uyuyamadım. Terkettiğinde de uykum yoktu. Yatağımın ilerisindeki boşluktan kendimi salıverdim. Bunu çok iyi düşünmüştük, evin içinde kaydırakla aşağı katlara inmek bir tomar para bastırıp asansör yaptırmaktan çok daha ucuz ve eğlenceliydi. İnsanlar her zaman kalabalığa uyum sağlama dürtüsünden büyümeye itiliyorlar işte. O uyurken ben beyaz kumluğun oraya gittim. Sis, denizin üstünde dansediyordu.